Cumartesi, Ocak 19, 2008

kumdan kaleler..

"külhani bir sevinç saran ansızın yüreğimi
yeniden oluşturmak gibi gündüzü ya da geceyi
bir kıvılcım vardı önce, yarım kalmış bir hece
yağmurlu bir kent sonra, yorgun düşen gitgide"



gündelik hayat öğretileri, okuldan fazla ders verdi hepimize, üstelik devamsızlık hakkımız da olmadı hiç.. ders vereceği tuttuysa hayatın, "o derste" olmama şansımız da olmadı. belirtilen saatte, belirtilen yerde olduk hep ve aldık dersimizi.
not tutmak yok, herşey akılda kalacak, hesap makinesi yok, herşey göz kararı ve dozunda olacak.. yenilsen de yensen de fazla abartmak yok duyguları, herşey insana yakışır halde yaşanacak.

hayat okulunda alttan ders almak da yoktu maalesef, bütünleme de, yaz okulu da.. bizse alışmıştık son dakika çalışmalarına, düzensizliğe ve nasılsa kurtarmada geçerim rahatlığına.
ne zaman ki hayata atıldık, o zaman anladık sadece konserlerde el üstünde tutulduğunu sahneden atlayanın, ne zaman çakıldık yere, o zaman anladık yer çekimini ilk defa bu kadar net, o zaman bildik mezun olduğumuzu ve ancak hayat okulunun hazırlık sınıfını bitirdiğimizi bu yaşa dek.

"ve sanki hiç bir şey yaşanmamış gibi
maskelerini kuşandı insanlar
rüzgara savruldu sesim, yarım kalmış bir şarkıdan
suskunluğu öğrendi insanlar"


yenildikçe hırslandık, hırslandıkça hata yaptık üst üste.. kaybettikçe istedik, elde ettikçe bıktık hepsinden aynı hızla. üzdük insanları, vurduk, öldürdük, alay ettik, ağlattık, yaraladık.. insanlığımıza yakışmayacak ne varsa yaptık ya da yapanlara ses çıkarmadık, susunca geçer, biter sandık kötü olan ne varsa, bu kadar kötüsü başa gelemezdi, biri dur derdi nasılsa; sorumluluk almadık..

bütün bu aciz kabullenişi nereden öğrenmiş olabileceğimizi düşününce, bir dalganın insafına kalmış kumdan kalelerim geliyo aklıma çocukken büyük hevesle yaptığım.. sadece oyun değildi onlar, basit kaleler değillerdi, anne babalar rahat güneşlensin diye çocukları bağlayan ipler değillerdi.. gizli sığınağımdı onlar benim, sadece bana görünen çocukluk arkadaşım..

" ve belki sen, belki ben, belki biz ve onlar
kumdan kaleler kuran, denize doğru
bakarsın çoğalırız yaşam denen bu oyunda
cemresi oluruz yarınların
aynadan bakan yabancı yüzler örter üstümü
kurşuna dizilmiş bir şehir olur düşlerim
iki gözüm iki yağmur, henüz aşkı tatmamış
oysa sen, belki ben, bir suç ya da bir kusur"


--------------------------

kumdan kale;

uzun uğraşlar sonucu olmazı başardığın ve tam gururlanarak seyrederken yıkılışına şahit olduğundur.. sonuna kadar senin başarın olduğu halde, sahiplenemediğin, imzanı atamadığın, zamanı geldiğinde orada öylece bırakıp gittiğindir.. herkes ve herşey; deniz de dahil, hırçınlaşmasa, bu kadar yıkıcı olmasa uzun süre bozulmayacak olandır.

kumdan kale çocuk oyuncağı değildir her ne kadar onların vazgeçilmez oyunu olsa da deniz kenarında..

o; anlatabilene, anlayabilene büyük hayat deneyimidir..

kumdan kale, hayallerimdir; kuma yazdığım ve başkalarının insafına bıraktığım..


zynp