Pazar, Haziran 01, 2008

bir de ölümü denemek istiyorum..

Kelimenin söylendikçe garipsenen bedeni gibi eğreti kaçıyorum bazen hayata..

İrdeledikçe kafama yatar, alışırım diye yaptığım tekrarlar, beni iyice uzak kıyılara gönderiyor. Sesler de uzaklaşıyor, silüetler de..

Ben, suyun üzerinde sağa sola sallanarak, yalpalayarak ama batmadan ilerliyorum. Yuttuğum sular içimde çağlıyor, üzerinde rengarenk kanolar ve küreklerle insanlar. Kimi sular altında kalıyor, kimi kararlı ilerliyor. Kiminin ellerinde balonlar, uçurtmalar. Kimi kitap okuyor, içiyor. Kimi sinirli, üzgün, gergin.. Kiminin sırtı dönük ve bazısının başı yok; belki de yüzüme bakamıyor.
Yuttuğum sular içimde çağlıyor, içim çalkalanıyor, yıkanıyor. Çığlık çığlığa küçük insanlar kanolarda sıkışık oturuyor. Çırpınıyor, kürek çekiyor. İçimin sesi dinmiyor, tufan devam ediyor, yükselen su can kayıplarına neden oluyor. Kalan sağlar benimdir, kaybettiklerim ağırlaşıp mideme oturuyor.. Bedenim sessiz, bedenim ölü gibi, kulağımda çınlayan sadece canlı yayına verilmiş kalp atışı efekti. Yüreğim ağzımda değil, yüreğim zorla çalışan bir saat gibi..
Sesi, bu kanlı karnavalın başlangıç saati..
Sesi, gündoğumu içimde, sesi, günbatımı..

Sesim çıkmıyor belki ama öyle güvenli, öyle inanarak, öyle güçlü sürükleniyorum ki; bir bildiğim var herhalde diye kimse engel olmuyor, herkes alkışlıyor kararlı gidişimi. Kendimden emin şekilde kayboluyorum. Ben kararlar alıyorum, ben kuralları yıkıyorum. Yazıyorum, çiziyorum, yapıyorum, bozuyorum, kendimi başa alıyorum. Kalabalıklardan uzak, kalabalıklardan korkarak, sessizce akıyorum suya karışarak. Azalırken artıyorum, korkularımla yüzleşiyorum. Şükrediyorum dostlarım için.. Ailem için şükrediyorum. Kendimi seviyorum, hatalarımdan ders alarak.

Bir deneme ve yanılma sürecinden ibaret hayat.. Denemekten sakınmak değil de, yenilmekten ders alabilmek önemli olan. Kişisel tarihim zaferlerle dolu değil belki de ama "zafer kazanmak" ancak bir savaştan sonra mümkün olabildiği için, keşkelerim de sınırlı. (savaşamadığı için üzülmemeli insan kısa ömründe) Acılı değil, histerik değil keşkelerim, provoke edilmiş değil, öylesine keşkeler işte.. sıradan.. olması gerektiği gibi. Keşkelerimin sıradanlığı için de üzülecek değilim ya, "neyseki"lerimi valizime alıp yola devam ediyorum. Gülümseyen bir yüzle ileriye bakıyorum, bari bu sefer daha iyi yenilmek temennisiyle.. Ben, düşünce kalkma gücünü kendimde bulabiliyorum, ben üzüntülerimle daha güçlü hale gelebiliyorum, ben yılmıyorum, güzel günlere olan inancımı kaybetmiyorum, güneşli günler bekliyorum..

Derken, sessiz bedenim koca bir dalgayla sarsılıyor. Gözlerimi zorla açıyorum, kurumuş tuzlu sudan kirpiklerim yapışmış, cildim güneşten gergin, dudaklarım çatlamış. Su önce burnumdan, sonra ağzımdan girerek işgal ediyor beni, gözlerim sabit bakarak kayboluyor derinlere doğru.. Elimi kaldırsam, kurtulma şansım olabilir diye geçiyor aklımdan ama ben gözlerimin önünden geçen kısa filme kendimi kaptırıyorum..

Bir de ölümü denemek istiyorum..

zynp