Cuma, Haziran 29, 2007

benden söylemesi..

kimsenin heyecanı olma bu hayatta
heyecan gelip geçici, yorucu ve kalp ağrıtan

kimsenin heyecanı olma
kimseye heyecan olma
heyecan koca bir balon nihayetinde
ve sonun;
sivri uçlu bir iğne

kimsenin heyecanı olma
kimseyi heyecanlandırma
heyecan ki;
kalbi yoran, kıran

zynp

sessizce..

sadece bekle..
ışık filan yanmayacak..
bekle..sessizce..
gözlerin karanlığa alışacak..

ve sen artık karanlığın içine sineceksin..
karanlık içine sinecek senin..
sisli bir yolun başında dua edeceksin, bir adım ötesi için..
hayat böyle başlayacak..

sadece bekle..
renkler hiç olmayacak
bekle.. sessizce..
sadece siyah ve beyaz..

ve sen artık renkleri görmeyeceksin..
karanlık senin içine sinecek..
dalgalı bir koyda dua edeceksin..
hayat böyle başlayacak..

sadece bekle..
artık gül kokmayacak..
bekle.. sessizce..
yapraksız bir ağaç göreceksin..
hayat böyle acımasız,
hayat böyle aniden,
hayat böyle yapayalnızken sen, son bulacak..

zynp

sadece merakımdan

neden hep en güzel yerinde uyanıyorum?..

Çarşamba, Haziran 20, 2007

ölümle yaşamı ayıran çizgi..

“az”a alışmak, kötüye alışmak da zor belki ama yokluğu kabullenmek başka sanki..

o; savaşlar çıkaran, canlar alan, köprüler yapıp suları aşan, dağları delen, uçmayı başaran, uzaya giden, hayvanı yenen insanoğlunun en aciz kaldığı nokta bedensel sınırı; ölümü…

bedeni zarar gördüğü anda, kendisi de yok artık.. yarım saat önce iyi olmasının da faydası yok, o gün çok neşeli olmasının da, böyle birşey beklenmiyor olmasının da..

pazar günü beyni kanadı rezzan teyzemin..

durup dururken, hasta değilken, yakın/uzak planlarında böyle birşey yokken..
birden kanadı.. iki defa üstüste..
oysa ne güzel hatıralarla doluydu kafası.. eşi, oğlu, ailesi, arkadaşları, king partileri, şerefe kaldırılan kadehler, beraber çıktığımız tatiller, kahkahalar, hamak sefaları, soda-kırmızı şarap karışımları, deniz, iş-güç, evi, ortağı, gelecek planları, torun hayalleri belki ve benim nerden bileceğim daha bir sürü hayal, anı karışımı...

ama kanadı işte..

annem ve babam şimdi en yakın arkadaşlarının yokluğuna alışmaya çalışıyorlar.. beraber yaşamaktan, vakit geçirmekten keyif aldıkları önemli dostlarından birinin yokluğuna..
hayat eksildi artık; yeri dolmayacak bir boşluk açıldı..

bense; ölümün zamanla daha yakın nesillere doğru ilerlediğini farkederek ürperiyorum..

ölüm soğuk, ölüm sırasız zaman zaman, ölüm acımasız, ölüm sinsi ve topuklu ayakkabıları yok geldiği anlaşılmıyor..
laftan anlamıyor, planını sizin için bozmuyor, mantıklı açıklamalar yapmıyor..
utanmıyor, sıkılmıyor.... hiç hem de.. hiç..
sadece ve sadece işini yapıyor.. aksatmadan ve düzenli olarak bir tek o çalışıyor..

.
.
.

rezzan teyze;

biz seni çok sevdik inan..
ve annem oradaydı; elini tuttu hepimizin adına , yalnız başına korkma diye..
hissettin değil mi?..

zynp

Cuma, Haziran 15, 2007

ruj

peçeteyle almana gerek yoktu fazlalığımı
deseydin "istemiyorum" diye artık seni dudaklarımda;
ilk bardakta terk ederdim,
dönüp bakmadan arkama

zynp

anons

iniş için alçalıyorum
lütfen artık dik otur
yere sağlam bas
seni sarsmak ya da incitmek istemiyorum

zynp

paralel

kavuşamayan tren rayları gibi durmak istemiyorum
belli bir mesafede
bir fermuar gibi kenetlenmeli
birbirine muhtaç ve eninde sonunda iç içe

zynp

karne

neden ilkokul karneleriyle
teşekkür belgelerini saklar ki insan bir çekmecede?
annesini kaç defa mutlu ettiğini kolayca hesaplamak için mi
kendinden ziyade

zynp

jeton

tedavülden kalkmış
eski bir jeton bulunca cebimde farkettim;
marifet vapura geç kalmamakta değil
doğru jetonu atabilmekteydi deliğe

zynp

anten

temassızlık yapar mı hayat?
görüntü gidip gelir mi?
bu karlı ekran benim kaderim mi?
yoksa
antenle oynasam çatıya çıkıp herşey düzelir mi?

zynp

cümle

devriğim evet
ve hatta bileşik aynı zamanda
ama asla gizli değil öznem
bakabilene, görebilene apaçık ortada

zynp

med_cezir

bütün o gel-gitler yok etti kıyılarımı
alaşağı etti denize doğru
bu yüzdendir, küçüldü yüz ölçümüm görünürde

ama sanma yok oluyorum
bir bu kadar daha var artık benden
denizin dibinde

zynp

Perşembe, Haziran 14, 2007

masal

"bir varmış, bir yokmuş" diye bahsettikleri sendin demek masallarda
ondan yadırgamadım seni
bir vardın çünkü, bir yok
ve ben, yıllardır alışkındım bu şekilde uyutulmaya

zynp

kesme şeker

ne zaman erimekte dirensem,
ılık çaya atılmış kesme şeker gibi
suç bende sanki,
çay kaşığının darbelerine maruz kalıyorum

zynp

Pazar, Haziran 10, 2007

yağmur

sebebini düşünmüyorum artık
gittin gideli yağmur yağıyor içime
kesif bir toprak kokusu önce mutlu ediyor beni ancak
koyu bir çamur akıyor akabinde


zynp


Salı, Haziran 05, 2007

cereyan

şimdi gelsen kapı yine açık
tek sorun
beklerken cereyanda kalıyor olmam

zynp