Çarşamba, Ağustos 01, 2007

babam..

has arkadaşım, şımarık çocuğum, huysuz büyüğüm..
şefkatini esirgemeyen, yapamasa da anlayan, isteyen, yanımda olan.. kollarının altına alan, esirgeyen..
aşkı öğrenmemi sağlayan, beklentilerimi artıran..
beni nazım'la tanıştıran, kanıma giren, aklımı çelen.. alışayım diye rakıya emziğimi batıran.. şiiri, kitabı hayatıma sokan..

bazen çocuk gibi; affetmeyi bilmeyen, bazen umarsız hiçbirşeye takılmayan, dengesiz, keyifli.. şaşkın, şakacı babam..

şimdi sen de yoksun ya; iyice tatsız oldu buralar, bir an önce gel de kolunun altına giriyim.. olan biteni unutmamak, sana uzun uzun anlatabilmek için aklımda tutmaya çalışıyorum ama olmuyor işte..
bir an önce gel de rakı içelim, annemle uğraşalım, kavga bile edebiliriz hatta..
yeter ki gel..
yeter ki..
biliyorum yetmez ama olsun.. kısa da olsa gel.. sana sarılmayı çok özledim..

ve bir yandan "yaşlanıyorum" ruh halinde gezerken bir yandan hep küçük kızın olarak kalabildiğime şaşıyorum..
seni ne zaman görsem şımarıyorum; kaçarı yok..

zynp

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Zeynocum "aşkı öğrenmemi sağlayan" bu laf bitirdi beni hele ki evlenince insan ne çok özlüyor babasını. Ben baboşumu özledim ama şimdi :(

Mine Yaman dedi ki...

Bende okuyunca babamı özledim.. :(
Yanlarında olsakta hep onları özleyeceğiz galiba...

Filiz Kirazoğlu dedi ki...

"Baba" figürü benim hayatımda belli belirsiz bir özne... Çok önemli ama eksik...
Yazdıklarını okuyunca çok mutlu hissettim kendimi.. :)