Pazartesi, Mayıs 07, 2007

münferit detay

serin, derin bir uykuydu tüm dileğim; hayatım boyunca yorgun, yılgın hissettiğimde hep bunu diledim.

her yorgun hissettiğimde gözümün önünde beliren o meşhur yatağı tarif edeyim

genelde detayları renkli sevmeme rağmen, hep bembeyaz bir yatak düşledim.
Büyük, bembeyaz ve gölgede bir yatak. Çıt çıkmayan bir odada; mis kokulu, büyük, beyaz bir yatak


ne zaman toplantıda sıkılsam, ne zaman yalnız hissetsem, ne zaman yorgun ya da bunalmış; hep büyük, beyaz, serin, mis kokulu bir yatak düşledim. sığınmak için... uyumak için... toz duman azalınca geri çıkabilmek için...

benim portatif ana rahmim sanırım düşlerimdeki o yatak, sığınağım benim, koruyucu kabuğum...

"içimin ormanı bir yangın yeri
bir uyku bölmezse anılarımı
korkarım çıldırtır bu hayal beni" *


zynp

7 yorum:

Adsız dedi ki...

ya nasıl başarıyorsunuz bilmiyorum.ama yazılarınızı okurken bir anda onlarca düşünce ve akabinde çok daha fazla cümle geliyor aklıma.akabinde müthiş bir yazma gereksinimi.çok şey yazacaktım.ancak bir an için sizi bir psikolog yerine koyduğumu farkettim.ve bende düşüncelerimin çocukluğunu harcamaktan vazgeçtim...bu arada beşiktaşlı olmanızı çok isterdim.ne alakası var demeyin:))) 'çarşı hayal kırıklığına karşı' cümleniz takıldı gözüme.saygılar

Adsız dedi ki...

yeni bir yazını görmek, son zamanlarda beni en çok mutlu eden şeylerden biri..o kadar tatlı bir mutluluk ki ama anlatamam. bu yazıyı okuyunca biraz şaşırdım aslında. benim de bir beyaz yatak takıntım vardır çünkü. senin hemen hemen tüm yazılarında ben yazmışım hissine kapılıyorum ama bu çok şaşırtıcı oldu. böyle beyaz yataktan bahseden bir yazı yazmıştım sanırım 1,5 ay önce falan. son paragrafını noktasına virgülüne dokunmadan ben de seninle paylaşmak istedim..

.... yine olmuyor, yine beceremiyoruz hayatımızı yoluna koymayı. belki de hep aynı yerde aynı hatayı yapıyoruz, bilmiyoruz ki, nereden bilebiliriz... az uğraşmıyoruz ama bulamıyoruz. bütün bu karmaşayı ve gürültüyü defedip, kusursuz bir sessizlikte, kocaman ve bembeyaz bir yatağa uzanır gibi kendimizi hayata bırakamıyoruz.

çok seviyorum yazılarını da seni de :)
hoşçakal

zzeinepp dedi ki...

@anonim: keşke adınızı yazsanız da isimle hitap etsem.. ben beşiktaşlıyım zaten :)) en karasından..

zzeinepp dedi ki...

@aslı: aslıcım gene kızarttın yüzümü çok teşekkür ederim güzel sözlerin için..
o beyaz yatak tasasız bir hayatı simgeliyor demek ki ve seninle taksimde tanışmışız mine söyledi; desene ben aslıyım diye aşkolsun ama :))) sevgiler..

Adsız dedi ki...

ismim ömer.ya mutlaka yazmalıyım; izmirliyim.ne bileyim benim için önemli:)) siyah ve beyaz...hayatı anlatmak için ne güzel renkler.her iyiliğin içinde az da olsa kötülük ve her kötülüğün içinde aza da olsa iyilik.belki de korku ve ümit arasındaki denge.aslında; belki değil...ama bu renklerin arasına mutlaka kırmızı girmeli, ki kendileri 'aşk' olur.tırnak içinde olmasının sebebi sadece mecazi aşk anlamında kullanılmaması için. maviyi de unutmamak lazım.özgür olmadan neyin kıymeti var ki.o zaman şöyle diyelim; beyaz yatak, kırmızı kıyafet, siyah zemin veeee mavi rüyalar.ya böyle bir hayali bu dünyada gerçekleştirmenin yolunu biliyorsanız lütfen haber verin.

Tatli Hatiralar dedi ki...

ben de kafam attiginda , yahut bisiler yolunda gitmediginde uykuya siginirim .. inadina gelir uykum, en berbat anlarimda dahi .. uyumak ve rahatlamak isterim .. ama bu beyaz yatak olayi bir adim daha otesi gibi ..
uyumak ama bembeyaz bi yatakta ...

super ..

Mine Yaman dedi ki...

En güzel rüyanın sonunda böyle bir yatakta uyandım çarşamba sabahı...
ayağıma vuran güneşin tadı, dalga seslerinin çoşkusuna karışmıştı. Rüyanın etkisi ise anlatılamazdı, gözlerim dolu doluydu, yastığa yakınlığım, ılık rüzgarı hissettiriyordu..

Neden aklıma ilk sen geldin, hemen mesajı nasıl gönderdim anlıyormusun beni.. Seni çok seviyorum ben!